Salı, Ocak 26, 2010

süt-aşkına!

Sütaş’ın yeni reklamı, bir kere aklımda kaldığına göre başarılı! ama uçan inek görmek çok acayip yahu. Süt-aşkına bu neee böylee!?

Olay şu; doğal lezzet istenince mutluluktan havaya uçan inekler, bizi lezzet bombardımanına tutuyor… Havadan resmen yardım erzağı tadında peynir geliyor, ayran geliyor… Ve aşağıda sütü seven, “lezzet” diye can çekişen insanımız bu sayede kurtuluyor. Hava saldırısını başarıyla tamamlayan inekler, süt-aşkıyla görev yerlerine geri dönüyorlar… Görev yerleriyse kalp şeklinde bir çiftlik?


İneğin biri uçmuyor ha dikkat! çok acayip doğrusu…

Pazartesi, Ocak 25, 2010

huysuz kraliçe

Allahım insan bazen nasılda huysuz oluyor!

Bazen işte bizimkileri ne kadar özlemiş olursam olayım bir türlü telefonda istediğim gibi konuşamıyorum. Babamın deyişiyle dilim lal oluyor…

CIMG0745-Huysuz bir kraliçe gibi endam ediyorum ve amacım biran önce o telefonu kapatmak oluyor. Telefonu kapattığım anda sanmayın rahatlıyorum, aksine içimi daha beter bir boşluk ve üzüntü kaplıyor…

Halbuki ne çok özledim babamı… Hele bir gelsin, bir güzel çay demleyeceğim. İki dil bir bavul’u izleyeceğiz. Kıtlama şekerini de ayarladım mıydı, tamamdır…

 

Offf!!! bir anı geldi aklıma feci komik;

Şimdi biz kardeşimle küçükken -diyemeyeceğim zira ben üniversite, o lisede; eşşek kadarız-  bir şaka yaptık. Artık şaka neydi ya da konu neydi hatırlamıyorum ama babam çok kızdı. Tamda haber saati; kızgın kızgın gitti, aldı eline kumandasını, berjarına geçti, haberleri izleyecek…

Bizde şu moddayız; hani cıvıklığını zor dizginlediğin anlar vardır… böyle zewzekçe birşeye, kardeşinle sonsuza dek güldüğün o an... cıvıdıkça cıvırsın, yüz kasların, beyin kasların, kolun, bacağın gevşer. Diyebilirim ki zevzekliğinin doruğundasındır!

Neyse işte bu kepaze moddan kendimizi bir şekilde toparladık ve babamın gönlünü almaya karar verdik.

Babam pür dikkat kesilmiş haberleri izliyor. Biz yaklaştık, amacımız yanaklarından öpüp, özür dilemek. Tabi babam öyle kızgın ki… lütfen çocuklar ya, çekilin modunda, defansta… Baktı ki bizim gideceğimiz yok, belkide haberleri kaçırmamak için razı oldu.

Bu arada abi,  babam yeni gözlük almış; bu hafif çerçevelerden. Daha yeni, hafif çerçeve olayı da yeni, camı özel vs…

Şimdi burayı ağır çekim anlatacağım; ben soldan, kardeşceyizim sağdan, öpmek için bir güzel yanaştık. Babamın yanağına vardık, zaten bal damladığından “mujjk” diye öptük, ve tamda bu esnada kırt diye bir ses duyduk!!! biz yanaktan uzaklaşırken, burnun üstünde bir hareketlenme gördük…

Ağır çekim kapa-normal mod:  Olm o neee!?!? babamın yeni gözlüğü ortadan ikiye ayrılmasın mııııııııııı!!!!! :::::)) Hiiihhh feciiii komik! hayır bir de özür dilemeye gelmişiz!!! :)) aynı anda öpünce, yanaklarımızın arasına sıkışan, teknolojinin son harikası gözlük, resmen ortadan ikiye ayrıldııı…! abi biz tabi uzay mekiğinden fırlatılmış gibi bir anda yine o civelek modumuza geri döndük! geberiyoruz gülmekten… bir yandan özür diliyoruz, bir yandan yanaklarımızla sıkıştırıp gözlük kırmışız! fecii komik… feciiiiiiiiii…… ah canım babam, kurban olam……..

Seyyal Taner’in bir şarkısıyla size veda edeyim zira laf çok uzadı… Hem bu şarkının sözleri babama aittir: Şiirimin Dili

Cuma, Ocak 22, 2010

ya jay leno ya s1!

CnbceLogo Ya bu Jay Leno Show mudur nedir, ne tiksinç bir programmışsın sen ya! Ne zaman Cnbc-e yi açsam bu meymenetsiz adam var! Belli ki cnbc-e bir profilleme yapmış, benim gibi insanlara ısrarla Jay Leno izleyin diyor. İzlemiiicem kardeşim! Zorla güzellik olmaz ki ama… kaldırın bu adamı, çıkartın yayından! Verin bana two and a half man, new adventures of old christine, king of queens…

Bu arada ben kendimi böyle hafiff serseri, ne zaman ne yapacağı belli olmaz sanırdım. Meğersem işten koşarak eve geliyormuşum. Ve eğer o gün tv açıyorsam da hep aynı saatte TV açıp, cnbc-e izliyormuşum?!?! çünkü ne zaman açsam hep bu jay leno’ya denk geliyorum… hep ama.. delirecem!

Çarşamba, Ocak 20, 2010

sığ sohbet

Adam karşımda dikiliyor. Isıtmak için en yakıcı gülümsemesini takınmış; ben yinede üşüyorum… Konuşacak birşey yok. Nasıl olur ama konuşmak istediğim onca mesele varken? Bazı şeyleri paylaşamayacağımızı görmek beni daha da ürpertiyor. Yüreğimde duyduğum en önemli konular, onun sağır sohbetinde yitip gidiyor… Aniden yalnızlığa kesiyorum. Yetinmek için çok yaşlanmışım…

 

we don’t need who you think you are

Cumartesi, Ocak 16, 2010

sabah sabah le-manyak bir zihin!

Bu sabah uyandığımda hiç kullanmadığım bazı kelimeler için üzüldüm; fıkırdamak, kıkırdamak, menevişlemek… gibi. Bu duygu, esas Yaşar Kemal okuyanda göklere ulaşır ya neyse.

Bir de yöresel bazı kelimeler var kullanmayı unuttuğum; sakil, mavra… gibi. Ben eskiden misal mavrayı ne çok kullanırdım yahu…

Bir de benim uydurduğum (veya başkalarının uydurduğu ama benim bilinçsizce kullandığım) bazı kelimeler var. Bunlar için de üzüldüm; ponçik, sıçmık… gibi. Mesela ponçik, basenleri sağlı sollu işgal etmiş etlere denir. Adı gereği sevimli bir havası vardır. “Kilo versen çok güzel kız olursun” diye tabir ettiğimiz kızlarda çokca rastlanır. Diğer yandan sıçmık, gücünü “kusmuk” tan alır ve kıvam olarak da, yeryüzüne çıkışı bakımından da benzerlikler gösterir…

Daha nice kelime Türkçe’de hak ettiği yere kavuşamamış, gün yüzü görmemiş, cümle içinde dahi kullanılmamıştır… :(




L-Manyak - 1999 Eylül Kapak Güzeli Mona Rıza

Çarşamba, Ocak 13, 2010

2009 highlights of s1

old_and_young_by_VladmBakıyorumda şöyle bir geçmişe; bazı yıllar öylece geçip gitmiş. Kalbimde o yıllara dair düşülmüş tek bir not veya renk yok. Sanki ben değil hayaletim yaşamış…

2009 ise farklı, iz bıraktı.

Bu sene ilk defa kalbimle aklım arasına incecik bir yol çizdim. Yolda çocukluk hayallerimi gördüm, anladım…

Yüreklendirdim kendimi; “başarmak zorunda değilsin, yap gitsin!”  dedim. Ve de yaptım. Korkmadan deliliğimi yudumladım. Resim yaptım, yazdım, çizdim, düşündüm ama en önemlisi 15 yıllık hayalimi görmezden gelmeyi bıraktım ve tiyatro kursuna yazıldım! Sonuçları bıraktım anlayacağınız, yolculuğun tadını çıkarmaya başladım…

Bu sene, kanlı, canlı, şen, şişman kahkahalar attım. Çocuklar gibi her keşifte şaşırdım, kikirdedim, gıdı gıdı gıdıklandım… Olur olmaz yerlerde garip pozlar verdim ve eskiden de olduğu gibi hiç umursamadım!

DSC07613

2009 highlights of s1:

  • Koçluk – Zeynep ile ardına kadar açtığım kapılar
  • Sanatçının Yolu
  • Dümbelek Dünya
  • Çocukluk aşkıma aşk-ı itiraf
  • Avrupa yakasına taşınmaca
  • Digiturk
  • Burcucan
  • Kıllı Biftek faciası
  • Alaçatı weekend with Kuzen
  • Deep Purple
  • Windsurf kursu
  • Tiyatro kursu
  • Tiyatro kursu ile hayatıma giren özel insanlar…
  • Deli Nehri Arzu ve tableti
  • Bajar

 

…bir kusuru var yalnız kızın…

Çarşamba, Ocak 06, 2010

Bajar’a Yaklaşanlar…

baris-icin-sanat Dün gece Babylon’a gelip Bajar’a yaklaşanların sayısı oldukça fazlaydı! Hatta öyle kalabalıktık ki konserin başında bunu algılamamız biraz vakit aldı. Sanki hem biz, hem şehir şaşkındı…

Tabiki bu şaşkınlık fazla sürmedi! Konserin kırılma anı bence Vedat'ın "haydi bakalım bu parçada halay çekiyoruz" dediği andı. Herkes delirdi; meğer bunu bekliyormuşuz! Harika manzaralar vardı; halay çekenler, zılgıt çekenler, kendinden geçenler…

Bu arada konser Berfin ile başladı. Şarkıya, barkovizyondan izlediğimiz hayalini çizmiş minik yavruların resimleri eşlik etti. Diğer şarkılarda da yine temaya uygun etkileyici görüntüler vardı; örneğin bir Dersim’i görmek bizi duygulandırmaya yetti…

Konser boyunca şarkılara Kürtçe eşlik edebilmeyi çok istedim! :( Hatta kendimi bildim bileli içimde beslediğim “ana dilimi öğrenme” motivasyonumun nasıl körüklendiğini anlatamam! E artık Bajar’ın gücünü varın siz düşleyin…

Ayrıca Ahmet Kaya'yı anmamız da çok anlamlıydı. Burak Korucu, "şehre böyle yaklaşıp insan manzaralarına bakınca Ahmet Kaya'yı anmamak olmaz!  ………  Gerçi şimdi ondan özür diliyorlar. Ama yemezler!" diyince kıyamet gibi bir alkış koptu. Ahmet Kaya'dan Yalanda Olsa’yı söylediler… Biz de yalanda olsa yüreğimiz elimizde, yumruk yemiş gibi dinledik şarkıyı ama bu bize yetmedi…

Konser boyunca bir duygulandık, bir coştuk… Örneğin Tam Tam’ı canlı canlı dinlemek de dehşet derecede zevkliydi; şarkı ritmiyle resmen kalbimizi ve Babylon sahnesini titretti!!

Kısacası duyduğumuz hüzün, çoşku, sevgi, isyan, keyif hepsi birbirine karıştı…Öyle bir kendimizden geçtik ki konser ayine dönüştü! Dün gece Bajar’dan gözlerimiz kamaştı… Babylon’da yüreğimize resmen büyü yapıldı…

Related Posts with Thumbnails

en çok okunan top10 şaheser