Perşembe, Temmuz 30, 2009

panda enfes dondurma

panda panda dondurmaları, 80’lerde perakende pazarına yeni yeni yayılırken, babam eve bir panda buzdolabı getirdi! bildiğiniz içi full; yarı çikolata, yarı vanilya stick dondurma dolu!

herhal bu dağıtımcı amca babamın yakın arkadaşıydı… çünkü market, bakkal işletmiyorduk sonuçta. Dolap, ben, kardeşim ve kuzenlerin akan salyaları ve alkışları eşliğinde bizim yazlık evin salonundaki yerini aldı. canım babam!

sabah gözümüzü açıyoruz aklımızda sadece dolaptaki dondurmalar var. yatarken zaten ağzımız, yüzümüz çikolata içinde desem yeridir…

denize giderken, denizden döner dönmez, duştan sonra, basketten önce, basketten sonra, yemekten önce, yemekten sonra –diyebilirimki her an dondurma yemeye başladık… 

vanilyalı mı, çikolatalı mı? tek vermemiz gereken karar bu…

tabi çocuklara emanet edilen bu dondurmalar, bütün gün çalışan anne-baba denklemi ile kısa sürede tükendi.. öyle hızla tükenince tabi babam kızdı ve tekrar sipariş vermedi. abi nasıl moralimiz bozuk belli değil…

o civelek mutluluğumuzun yerini hüzün aldı. omuzlarımız çöktü. ne yaparsak yapalım hep birşey eksik… aşk acısı çekiyoruz sanki. çok özlüyoruz onunla geçen günlerimizi….

babo sipariş vermeyince annem bildiğiniz dolaba yerleşti. önce karpuz, derken kavun, derken etler felanlar filanlar, kolalar.. offf.. biz hüzünden gebericez.. kedi gibi etrafında dolanıyoruz, arada gelip içine bakıyoruz.. sanki baka baka dondurma çıkacak içinden.. mallığa bak.

bayaa bir zaman aldıysada üstümüzden attık bu hüznü. hayat normale döndü ve artık eski bir sevgiliye rastlar gibi tedirgin, görmezden gelerek, yanından hızlıca geçmeye başladık dolabın… 

derken bu dağıtımcı amca “ömer kuzum, sipariş vermeniz gerek, olmuyor ama…” demiş. demiş ama babam kararlı tabi vermedi siparişi... sonra amca bir anda seviyesini bozup “ver lan sipariş!” demiş.. babamda “vermiyom lan yürü git! alırım seni ayağımın altına” demiş. bu hazin olaydan sonra bıyıklı ve uzaylı amcalar gelip, dolabımızı alıp götürdüler.. “bari içindeki etlerimizi bize geri verin” dediysekte, dilimizi anlamadıklarını söylediler. bizde “madem bilmiyordunuz da bunu nasıl anladınız eşşoleşşekler” dedik… yo, yo aynen böyle oldu… küçüktüm ama hatırlıyorum böyle oldu… kihkih :)

napalım.. yaşanmış ve bitmişti.
bizde ağıt yakar gibi kuzenlerle defalarca panda şarkısını söyledik ve bir dolap dolusu panda dondurmamızın olduğu o cennet günlerimizi düşledik…….

hem küçüklere
hem büyüklere
işte nefis dondurma
panda panda panda
haydi sen de al durma
pandaaa
çikolata kaymak
burada burada
pandaaa
çilekli muzlu
bana da bana da
evde kırda plajda
sağlıklı ambalajda
panda panda panda
panda enfes dondurma

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

en çok okunan top10 şaheser