Küçükken defalarca okumuşumdur… Yıllar da geçse, hiçbir yere benzemeyen bu fantastik dünyalar beni cezbetmeye devam etti. Ondan olsa gerek Star Wars, Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter, Yıldız Tozu gibi fantastik filmler, romanlar hep üzerimde büyük etki yarattı.
Sonuçta hastası olduğum Tim Burton abimizin, son projesinin Alice in Wonderland olduğunu duyduğumda sevinçten havaya uçtuğumu tahmin etmişsinizdir! Filmin fragmanını izlemek için internete girdiğimde gözüme kitabın yazarı Lewis abimiz ilişti. Onu araştırırken bulduğum her bilgi, hızla beni ağacın kovuğundan aşağıya gönderdi;
Lewis Carroll (gerçek adı Charles Ludwig Dodgson) 1832 yılında İngiltere’de doğmuş. Öldüğünde yine İngiltere’de ve 66 yaşındaymış.
Ailede herkesin adı Charles; büyük büyükbabası, dedesi, babası ve kendisinin adı Charles. Anladığım kadarıyla ailede büyük erkek çocuğa bu isim veriliyor. Bizim Charles, 11 kardeşli kalabalık bir ailenin ilk erkek ve üçüncü cocuğu…
Küçükken geçirdiği havale sonucunda kulağının birinde duyma yetisi tamamen kaybolmuş. Ayrıca kendisi kekemeymiş ve gençlik yıllarında bundan çok çekmiş.
Rugby ve Oxford’da eğitim almış; yazar olmasının yanısıra matematikçi, mantıkçı ve fotoğrafçı.
Net bir delil olmamakla birlikte çocuklara karşı zaafı olduğundan şüpheleniliyor. Bunda fotoğraf çalışmalarında yer alan çıplak veya yarı çıplak çocuk figürlerinin de etkisi çok. Örneğin sağdaki fotoğrafı Charles, 26 yaşındayken çekmiş. Fotoğraf hristiyan klisesi başrahibinin kızı Alice Liddell’e ait. Alice Harikalar Diyarında’yı yazarken ondan ilham aldığı söyleniyor.
Fotoğrafçılığı 1880 yılında (48 yaşındayken) bırakmış; nedeni bilinmiyor. Stüdyosunda 3.000’den fazla fotoğraf çekmiş ancak çoğunu imha etmiş ve yalnızca 1000 tanesi günümüze ulaşmış. Soldaki fotoğrafı 43 yaşındayken çekmiş; “Saint George and the Dragon”
Henüz 26 yaşındayken Charles’ın hayatına giren Liddell ailesinin (başrahip, eşi ve 3 kız çocuğu), onun kariyeri ve hayatı üzerinde büyük bir etki yaptığı söyleniyor. Hatta Charles ile başrahibin eşi Lorina kanka olmuşlar.
Alice Harikalar Diyarında’yı 30 yaşındayken bir piknikte olgunlaştırmış. Charles, piknikte her zamanki gibi hikayeler uydurup çocukları eğlendiriyormuş. Yağmur yağmaya başlamış. Yağmurun bir şekilde Charles’a ilham verdiğine inanılıyor. Çünkü o gün yağmurla birlikte her zamankinden daha seri anlatmaya başlamış. Alice, hikayeyi öyle beğenmiş ki yazması için tutturmuş. 1865’te baskıya giren Alice’s Adventures in Wonderland, Charles’a büyük ün ve ticari başarı getirmiş.
“Absürd” edebiyat olarak anılan pek çok eseri var. Aynı zamanda geometri, matrix algebra, mantık konularında da pek çok kitabı var. The Hunting of the Snark (Köpan Avı) ve Jabberwocky isimli absürd şiirleri (nonsense poem) de yine populer eserleri arasında. Bu şiirlerde kullandığı birçok kelimeyi kendi uydurmuş. Çok ilginç ve acayipler…
Charles hep günlük tutmuş. Günlüğünde yazdığına göre migreni varmış. İlerleyen aşamalarda Mikropsi hastalığına sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu hastalık, eşyaları olduğundan daha küçük görmeye neden oluyor. Hatta Charles, günlüğünde öyle detaylı aktarmış ki sonrasında bu hastalığa Alice in Wonderland Syndrome ismi verilmiş. Ayrıca epilepsisi olduğu da yine diğer bulgular arasında.
Günlüklerdeki tasvirlere bakarak günümüz bilim adamları, Charles’ın epilepsi türünü tahmin etmeye çalışmışlar. Bu tahminlere göre Charles’ın bu krizlerde bilincini tam olarak kaybetmediği, hatta bilincinin değiştiği iddia edilmiş. Dönemin afyon içerikli ağrı kesicilerini de bolca tükettiği ortaya atılan diğer iddialar arasında.
Charles’ın kendini, Alice Harikalar Diyarında “Dodo” karakteriyle karikatürize ettiğine inanılıyor.
Kekeme olduğu için soyismini telaffuz etmekte hep zorlanırmış ve karakterin adı Dodo, aslında buna göndermeymiş.
Bunca lafdan sonra şunları söyleyebilirim;
Migreni, epilepsisi, mikropsi hastalığı, kullandığı iddia edilen ağrı kesicileri, pedofili iddiası, çektiği fotoğraflar, doçent olması, garip zekası, kendi alanında bir matematik dehası olması, kekemeliği ve daha nice özelliğiyle çok acayip bir insanmış bu Charles Ludwig Dodgson! “Acayip” derken “garip” ve dahiyane bir şekilde “enteresan” demek istiyorum. Zira üzerinden 150 yıl geçmesine rağmen eserleri halen bizleri etkilemeyi başarıyor…
Kaynaklar:
Vikipeki – Türkçe,
Vikipeki – İngilizce
Biyografi.info
Thinkquest Library
Art Blart
Lenny’s Alice in Wonderland site
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder