Emeklemek zor işti... Ondandır işte çocuklar ilk yürümeye başladıklarında, kafalarının üstünde bir mutluluk haresi ve yüzlerinde ilahi bir gülümseme ile aptallaşmış gibi bize doğru yürürler.
Sonra ama daha! daha! diyen bacaklar koşmayı keşfeder. Hızlanmak, daha da hızlanmak, rüzgarı yarmak acayip bir duygudur! Çocuk bu keşifle deliye döner. Bacakları, yüreğinin hızına ilk zamanlar yetişemese de sonradan ustalaşır. Ondandır işte restoranlarda, düğün, derneklerde bir grup çocuk devamlı koşar… Hız yapar…
Sonra daha! daha! diyen bazı manyak çocuklar hız tutkularına bisikletle devam eder. Bisikletle yokuş aşşağı yapılan hız, adrenalin, korku, hiçbirşeyin yerini tutmaz. Benim sol dizimde izi halen durur…
Sonra büyünür ve klasik, arabayla hız yapılır….
Ama dahası da varmış! Cuma günü iş çıkışı daha! daha! diyen bünyem motorla tanıştı… Barbaros bulvarından aşağı doğru inerken kafamın üzerinde bir mutluluk haresi, yüzümde aptal bir gülümseme ile bir çocuktan farksızdım. Yol boyu “allahım çok zewkliiiiii!” diye inanamayıp, taksime kadar endam ettim. Ve o şaşkın gülümseme gece boyu dudağımda asılı kaldı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder