Onlar “Nezbe” dedi, biz yaklaştık… Şehre de yaklaştık belki ama en çok kendimize yaklaştık. Bu yüzden bu sefer oldukça özel bir not düşeceğim.
Dün gece Bajar’ı dinlemek;
Benim için Kotis’e gidip günah çıkartmaktı…
Asimile olmuş benliğimle hesaplaşmak, gönlümü kanatmak ve belkide artık affetmekti…
Güneşin doğuşunu izlemek gibi kutsaldı; öyle ki hep yazmak istediğim yol filmime, resme, edebiyata ve şiire daha da yaklaştığımı duyumsadım…
Dün gece gönlümün perdesini aralayıp müziği içime çekince, inanın hayatta olduğumu hissettim. Canlı, kanlı, hayattaydım! Üzerime serili ölü toprağını yırtıp sanki fidana dönüşmüştüm. Müzik içime su serpti. Şimdi herşeye yeniden başlamak, sevdalanmak, tiyatro yapmak, araştırmak, dünyadaki tüm kitapları okumak, düşünmek ve yaratmak istiyorum. Ölmek bile koymuyor! O zaman da Mehmed Uzun’la tanışacağımı hayal ediyorum. Bitmeyen bir sevda gibi hep varolacağımı düşlüyorum…
1.Parça / Al Ellerimi Yarını Yoğur*
Vaveran dağlarında bir ses
Havar eder düşümde
Gözlerim şivan eyler
*Babamın bir şiirinden alıntı; Ömer Civano Çakmakçı - Kanımda İki Su / Yorum Yayınları 1987
1 yorum:
Gittikçe daha güzel duygularını ifade ediyorsun ama bu sana mutluluk vermeli ufkunu genişletmeli hedefe dogru seni bir adım daha yaklaştırmalı seni mutlu etmeli seni yormamalı.sevgiyle kal seni çok ama çok seven annen günlerin aydın ve huzur dolsun hoşçakal
Yorum Gönder