İskenderun'da okuduğum ilkokulun bahçesinde kocaman, mermerden bir çeşme vardı. Tenefüslerde susayınca bu çeşmeye gider, avcumuzu musluğa dayayıp bir güzel su içerdik... Günlük rutindi yani öyle enteresan birşey değil. Eliniz çok tozlu veya pisse (çocukken bazen eliniz pis olabilirdi) imdada akordiyon bardaklar yetişirdi...
Sonra ben dahada küçükken (okul öncesi Sivas'tayken) eve gayet uzak bir çeşme vardı. Çocukken yasaklar çevrelerdi hayatı; mesela güneş batmadan evde olunur, balkonda yenilen kirazların çekirdekleri karşı komşunun balkonuna atılmazdı... çok kızdırsalarda diğer çocuklar dövülmemeliydi... sonra işte bir de o çeşme vardı. O çeşmeye gitmek yasaktı! Ben tabi hergün oradayım... :)
Bu çeşme ayrıca çocukluğumun diğer çeşmelerinden biraz daha farklıydı... Bir kere musluğu yoktu, su hep akardı... Ayrıca yanından sarkan zincirli demirden bir tası vardı... isteyen onu bardak gibi kullanarak su içebilirdi. Demirbaş tas pek hijyenik bir uygulama olmasada :) bu çeşmeye gelip o tastan su içmenin keyfine doyamazdım......
Çocukluğumu şöyle bir düşündüğümde; çeşme günlük hayatın bir parçasıydı... Şimdiyse çocukluğumun diğer unsurları gibi kayboldular işte...
Bugün beşiktaş vapur iskelesinin oralarda yürürken, bir anda bir çeşmeye rastladım... Çok şaşırdım... hatta "aaaaa, çeşmeee!!" deyivermişim :) Sonrada mutlu bir tebessümle ona doğru yaklaştım... Şaşkınlıktan su içmeyide akıl edemedim, yalandan ellerimi yıkamakla yetindim (kabaran saçlarımı ıslattım bide ahaha bilirsiniz...)
Aslında şimdi anlıyorum; o an çeşmeyi içimdeki çocuk tanımıştı, benimse anlamak için eve gelip bu yazıyı yazmam gerekecekti........
Not:
Evet, inanmicaksiniz ama küçükken saçlarım aşağıdaki gibi düzdü...
Kendisi giderek kabardı...
ve bugunku formuna(!) kavuştu...
Pazartesi, Mayıs 11, 2009
en çok okunan top10 şaheser
-
Bajar benim için “ ilk dinleyişte aşk ” oldu… Internette dinleyip resmen aşık olunca, koşarak albümü satın almaya gittim. Albümü açıpt...
-
Bu filmi ilk olarak geçen sene Radikal'den öğrendim. "Filmden aşk, aşktan film" yazıyordu haberde. Gerçektende öyle... Gitmek ...
-
panda dondurmaları, 80’lerde perakende pazarına yeni yeni yayılırken, babam eve bir panda buzdolabı getirdi! bildiğiniz içi full; yarı çiko...
-
Dünyanın tüm vaktine sahip olmak ve düşünmek insanı cidden delirtebilir. Bu yüzden bence ortak akıl zihnin uyuşmasını ister… Zihni uyuşturan...
-
Bu sabah uyandığımda hiç kullanmadığım bazı kelimeler için üzüldüm; fıkırdamak, kıkırdamak, menevişlemek… gibi. Bu duygu, esas Yaşar Kemal o...
-
Uzun bir aradan sonra Bulutsuzluk Özlemi, studyo albümü ile nihayet onurlandırdı bizleri! Albümün adı; ZAMSKA. Albüme ismini veren bu şarkı,...
-
mary and max den depreştim yine… stop animation delilikse, evet, ben de istiyorum! :( hey millet, stop animation yapalım mıı? var mısınız...
-
Küçükken defalarca okumuşumdur… Yıllar da geçse, hiçbir yere benzemeyen bu fantastik dünyalar beni cezbetmeye devam etti. Ondan olsa gerek S...
-
bu haftasonu genellikle resim yaptım. uzuuuun zamandır resim yapasım vardı, o yüzden kendimi bir parça paraladım sanırım… cumartesi, akşa...
-
Geçtiğimiz cumartesi Radikal’de yayınlanan Kaan Sezyum’un yazısını bugün okuyabildim… Onun kaybettiği sıcaklık, beni kendi muhasebemi yapma...
2 yorum:
ben bu yazıda sac kısmına takıldım:) gozumun onune tatillerde cevhere teyzenin onunde oturup saclarını taratman geldi, coooook kucuktum ama o goruntu aklıma kazınmıs:)) bir de sacımıza yaptırdıgımız renkli ip - o ipin adı neydi ki ya? bana kıskanmayayım diye yaptırdılar muhtemelen
:))) evet ya... saçlarımın çok olması mıııı yoksa öyle acayip(?) karışması mıydı sorun tam hatırlayamıyorum.. benim de aklımda kalan o seansın çok uzun ve acı verici olduğu... işte o yüzden "saç taraMAmak moda oldu!" diyerek 80'lerden bu yana olabildiğine kaçındım bu aktiviteden... hatta biraz önce canım ailem'deki meliha ya bakıp ne güzel işte dağınık ve kabarık!:) diye geçirdim içimden...
anacım o ipin adı neydi hatırlayamiyom ama halen hastasıyım :::)) bugun görsem yine tutturabilirim istiyom diye!
Yorum Gönder